Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yediklerimizden hangilerinin genetiği değişmemiş olabilir?

Resim
Genler canlıların yapılarını ve işleyişlerini kodlayan şifrelerdir. Onları “kurulum ve işletim kılavuzu” gibi düşünebiliriz. Yeryüzünde bu şifrelere sahip olmayan hiçbir canlı yoktur. Bilim söz konusu şifrelerin anlamlarını çözmeye her geçen gün bir adım daha yaklaşıyor. En azından, ne anlama geldiklerini tümüyle çözememişsek de, DNA’da yazılanların çıktısını almak sorun olmaktan çıktı. Üstelik -dijital bir metindeki gibi- yazılı bölümlerin belirli kısımlarını kesip, bir başka canlının şifreleri arasına yapıştırabiliyoruz. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar veya kısaca GDO tartışması, bu “kesip-yapıştırma” işlemiyle başladı. Kapsamı çok daha geniş olmakla birlikte, gündemde daha çok genetiği değiştirilmiş gıdalar var. İşlemi birkaç aşamaya bölebiliriz: ·          İlk adım, besin olarak tüketilen bir ürüne hangi “daha iyi özelliğin” kazandırılacağıdır. Bu -daha fazla veya daha hızlı çoğalan ya da daha büyük- yani daha verimli bir ürün olabilir. O ürüne zarar veren -virü

Meme, bel ve kalçaya farklı bir bakış

Resim
Bir zamanlar açlık, insanlığın en büyük sorunuydu. Alışveriş merkezleri, fırınlar, manavlar, kasaplar yoktu. Çiftçiler, hayvan yetiştiricileri de yoktu. Çünkü insanlık ekip biçmeye; hayvanları evcilleştirip etinden, sütünden yararlanmaya yalnızca on bin yıl kadar önce başlamıştı. Atalarımız, -son on bin yıl bir yana bırakılırsa-, 6-7 milyon yıl boyunca tabiat ananın bahşettiklerini avlayıp toplayarak karınlarını doyurmaya çalıştı. Ne var ki, anamız -biraz da mevsim ve iklime göre- bazen cömertti: Ağaçlar meyvelerle, düzlükler bitkilerle dolup taşıyor; hayvanlar da bu şenliğe eşlik ediyordu. Bazen de inadına hasisti: Günler, hatta haftalarca ortalıkta tek bir yiyecek bile bulmak imkânsızlaşabiliyordu. Oysa her canlı gibi insanın da yaşadığı her an -yatıp uyusa bile- enerjiye (ve büyüme, yenilenme için yapı taşlarına) yani beslenmeye ihtiyacı vardı. Çözüm bolluk zamanlarındaki besinlerin vücudumuzda depolanması ve kıtlık dönemlerinde kullanılmasıydı. Bu amaçla enerji, y