Erken teşhiste kanser belirteçlerinin değeri


Kanser insanların kalp ve damar hastalıklarından sonraki ikinci en büyük ölüm nedenidir. Genelde yüz güldürücü tedavisinin olmayışı ve sıklıkla yaşam kalitesini fazlasıyla bozması, onu daha da sevimsiz kılar. 

"Erken tanısının hayat kurtarıcı olduğu" söylenir ki, en azından bazı kanserler için doğrudur. Bu yüzden sağlığını önemseyenler, erken tanı arayışındadır.

Son yıllarda (artık emekli olduğumdan) eski hastalarım ve dostlarımdan "bir bakar mısın?" ricasıyla, (WhatsApp veya e-posta aracılığıyla) gönderdikleri birkaç sayfalık tetkik sonuçlarını değerlendiriyorum. Yapılan incelemeler arasında sıklıkla bizim 'tümör markırı' dediğimiz -çoğu kandan bakılan- (AFP, Ca 15-2, Ca19-9, Ca 125, Ca72-4, CEA, PSA gibi) kanser belirteçleri de oluyor. Bu vesileyle onlara söylediklerimi, bu yazıyla herkesle paylaşayım istedim. 

***


İnsanların sağlığına özen göstermesi, özellikle de hastalıkları için erken teşhis çabası içinde olması takdire değer bir şey. Ama yönteme bir parça itirazım var.

Söz konusu belirteçlerin gizli bir kanseri ortaya çıkarması umuduyla ‘kanser tarama testi’ olarak bakılmasını doğru bulmuyorum. Daha doğrusu ben değil de, saygın tıp otoriteleri doğru bulmuyor.

Bu amaçla kullanılan yüzlerce test var. Bazısı tek bir kanser türüne, bazısı birkaç kanser türüne yönelik. Dolayısıyla yine yüzlerce kanser çeşidinin tümünü birden gösterecek genel bir test yok!

Üstelik birçoğu, yalnız kanserde değil, -önemli ya da önemsiz- başka hastalıklarda da yükselebiliyor. Hatta sigara içmek, gebelik gibi kimi hallerde yahut hiçbir hastalığın olmadığı durumlarda da testler yanlış alarm verebiliyor. (Buna tıpta ‘yalancı pozitiflik’ diyoruz.)

Bunlarla da kalmıyor. Gerçekten kanser olduğu halde testler bozuk çıkmayabiliyor. (Buna da tıpta ‘yalancı negatiflik’ diyoruz.)

Hasılı bu testlerin “gizli bir kanserin erken teşhisi konusunda” güvenilirlikleri düşük. Ne anormal çıkmaları sizin kesinlikle kanser olduğunuzu gösteriyor, ne de normal çıkmaları kanser olmadığınızı garanti edebiliyor.

Nadir olmayarak, testlerin yüksek çıktığı (gerçekte kanser olmayan) kişileri kâbus dolu günler bekliyor. “Kuyuya bir delinin attığı taşı, kırk akıllının çıkaramayışı” deyişindeki gibi, ardı arkası kesilmeyen birbiri peşi sıra tetkik için hastane ziyaretleri başlıyor. Sonunda “bir şey bulamadık” dense dahi, “var da bulamadılar” kuşkusu içimizi kemirmeye başlıyor.

İyi de, o halde neden bu testler var?” dediğinizi duyar gibiyim. Bu testlerin en değerli kullanımı, başka teşhis yöntemleriyle kesinleşmiş bir kanser hastasının (en başta ölçülen değerle, zaman içindeki seyrini karşılaştırarak) hastalığın gidişatını izlemektir. Söz gelimi, operasyonla tümüyle çıkarılan bir kanserin yeniden nüks edip etmediği konusunda yol gösterici olabilir.

Elbette bu testler kanser teşhisine yardım edebilir. Ama bunu tek başına yapmakta çok mahir olmadığını konuşmuştuk. Tümör markırlarının tanı amaçlı kullanımı, ancak diğer tanı yöntemlerini desteklemek amacıyla, onların yanı sıra (ve doktor tavsiyesiyle) mümkündür. Sanıldığının aksine, tümör markırları; belirti, bulgu ve diğer tanı araçlarına kıyasla daha erken saptama avantajına sahip değildir.

Kanseri erken yakalamak için yapılması önerilen -ve ‘tarama testi’ dediğimiz incelemeler, bu yazıda söz ettiğimiz tümör markırları değildir. Onlar arasından kendisine en çok itibar edilen erkeklerde prostat kanseri için tavsiye edilen PSA taramaları konusunda bile tereddütler belirmiştir. Bazı saygın kurumlar artık rutin tarama önermemektedir.

Buna karşılık kanserin erken teşhisi için başta yaş ve cins olmak üzere risk faktörlerine göre; meme kanseri için mammografi, kalın bağırsak kanseri için kolonoskopi (veya CT kolonografi), rahim ağzı kanseri için Pap smear (ve HPV) testi, akciğer kanseri için düşük doz bilgisayarlı tomografi yaptırılması konusunda büyük ölçüde fikir birliği vardır. Ne var ki, bu testlere ilgi hayli azdır. Önleme ve korunma çabaları daha da trajik durumdadır.

Yazımız günümüz içindir. Tıp hızla ilerliyor. Belki (kuşkusuz) önümüzdeki dönemde çok daha etkili ve gerçekten erken teşhise imkân sağlayan belirteçler geliştirilecektir.

O zamana değin, bana sorarsanız, -doktorunuz önermedikçe- kanser belirteçleri bakılmasını talep etmeyin. Ama yazının sonunda söylediğim tarama testlerini ihmal etmeyin. Ve çok daha önemlisi, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeye özen göstererek riskinizi azaltmaya bakın…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğrusu onbin adım mı?

B12 vitamini düzeyinin yüksekliğine sevinmeli miyiz? Yoksa…