Harekete hazır mıyız? (3)
Bir önceki yazıda,
hareketsizliğin ne kadar ağır bedeller ödetebildiğini gördük.
O halde hareketsiz kalmamalıyız. Artık egzersizin sağlıklı
bir yaşamın “olmazsa olmazı” olduğu konusunda tam bir fikir birliği var. Hareketliliğin
pek çok insanın daha sağlıklı olma umuduyla aldığı (etkili olup olmadıkları
tartışılan) bitkisel desteklerden, hatta -sağlıklı kişilerin yuttuğu- vitamin
ve mineral takviyelerinden çok daha fazla fayda sağlayacağına kuşku yok!
Genelde hasta ve yaşlıların egzersiz yapamayacakları
düşünülür. Ama herkesin yapabileceği egzersizler vardır. Üstelik onlar için çok
daha önemlidir.
Elbette egzersiz bazı riskler de taşır. Ama elde
edilebilecek faydalar, her zaman risklere ağır basar. Şu şartla ki, herkes
seviyesine göre ve usulüne uygun egzersiz yapmalıdır. Ben egzersizi ders
çalışmaya benzetiyorum. Seviyeniz 4. sınıfsa 4 ve 5, 9. sınıfsa 9 ve 10. sınıf
derslerine çalışmalısınız. 4. sınıftakinin 2, 9. sınıftakinin 6. sınıf
derslerine çalışmasının çok fazla yararı yoktur. Buna karşılık 4. sınıftaki
biri 7. sınıf, 9. sınıftaki birisi 12. sınıf derslerini yapmaya kalkarsa,
altında ezilir ve programı terk eder. Hiç okuma yazması olmayansa 1. sınıf seviyesini
hedeflemelidir.
Yaptığım analojinin hareketlere uyarlanması, hareketleri zorlanmayacağımız
bir seviyede başlamayı gerektirir. Sonra da her 2-3 haftada bir, azar azar
(birazcık zorlanacak ama çok zorlanmayacak şekilde) -tercihen önce süreyi,
sonra şiddeti- artırabiliriz. Makul zorlanmalar, performansımızın artmasına
yardım eder ve her geçen hafta (giderek) daha az zorlanırız.
En iyisi, sağlık sorunu olanların (veya bundan kuşku
duyanların) kendilerini takip eden doktorlarıyla konuşup, neler yapabilecekleri
(ve neler yapmamaları gerektiği) konusunda tavsiye almalarıdır.
Söylenenlere rağmen, -her koşulda- güvenliğinizi en üst
seviyede tutmalısınız. Hareketleri yaparken, düşme ve yaralanmalara karşı evin
en güvenli bölümünü seçmeli, herhangi bir zorlanmada, devam için ısrar
etmemelisiniz.
***
Egzersiz için her seviyeye ve farklı zevklere uygun çok
farklı seçenekler vardır. Bunları internetten araştırarak bulabilirsiniz.
Dileyenler, yazacaklarımı da gözetebilirler. Bu yazıda genel
olarak egzersizde dikkat edilmesi gereken bazı konuları paylaşacak, özellikle
araç-gereç istemeyen, görece basit seçeneklerden örnekler sunacağım.
***
Egzersizi derse benzetmiştim. Sınıfın belirlenmesi tamam da,
hangi derse çalışmalısınız? Çünkü tarih çalışarak matematik, fizik çalışarak
yabancı dil öğrenemezsiniz. Farklı dersler gibi, farklı iyileşmeler sağlayan
çok değişik egzersiz türleri vardır.
Neyse ki, profesyonel spor konuşmadığımızdan, sağlıklı yaşam
için yapmamız gerekenler daha sınırlıdır.
Egzersizlerden ikisi çok önemlidir: Bunlardan biri (ve daha
önemlisi) dolaşım ve solunum sistemini iyileştirmeye yarayan “kardiyo” egzersizi
dediğimiz, nabzı hızlandıran egzersizler; diğeri “kuvvet” egzersizi
diyebileceğimiz kasları ve kemikleri güçlendiren egzersizlerdir.
Şayet, daha da iyisini yapayım derseniz, buna düşme ve kırık
riskini azaltacak “denge” ile eklem hareket açıklığını artırmak ve duruşu
düzeltmek için “esneme” egzersizleri eklenebilir.
***
“Birini yapmak neyse de, dört çeşit egzersizi birden
nasıl yapacağım?” dediğinizi duyar gibiyim. Tabii ki, her gün hepsini
birden yapamazsınız.
Kuvvet egzersizinin 2-3 gün aralıkla yapılması salık verilir.
Bu yüzden önce haftanın iki gününü birbirinden uzak olacak şekilde kuvvet
egzersizleri için ayırmanızı öneririm (mesela Salı-Cuma). Haftanın bir günü
(mesela Pazar) dinlenme günü olabilir. Kalan günleri (mesela Pazartesi,
Çarşamba, Perşembe, Cumartesi) kardiyo egzersizleri için ayrılabilir. Esneme ve
denge görece daha az zorlayacağı için, benim önerim, esnemeyi kardiyo egzersizi
sonlarına (yani örneğimiz için Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Cumartesi), denge
egzersizlerini kuvvet egzersizi öncesine (yani örneğimiz için Salı-Cuma)
planlamanızdır.
Böylesi bir program ağır geldi, gözünüzü korkuttuysa,
kardiyo ve kuvvet egzersizleriyle yetinebilirsiniz. O da fazla geldiyse,
tercihinizi kardiyo egzersizlerinden yana kullanabilirsiniz.
Mümkünse son kararınıza göre yaptığınız planın
(benimsediyseniz verdiğim örneğin veya kendi planınızın) günlerini bir kâğıda
yazıp görebileceğiniz bir yere asmanız iyi olur. Hatta yapabiliyorsanız, her
gün egzersiz yapabileceğiniz saatleri de ekleyebilirsiniz. Planlamanız, bunu
göz önünde tutmanız ve muhataplarınıza (ev ahalisine) duyurmanız; programa uyumunuzu
artırmaya yardım edecektir.
Saat planlaması yaparken, yemekten sonraki 2-3 saati
egzersiz için ayırmanızı önermem. Çünkü sindirim de vücut için zorlu bir
süreçtir. Egzersiz sırasında vücut en fazla sindirim sisteminden kan “çalmak”
eğilimindedir. İkisi birden kan talep ederse vücut bocalar.
Yemek demişken, özellikle terliyor ve/veya çok hızlı/derin
nefes alıp veriyorsanız, susuz kalmamaya dikkat etmelisiniz. Çok terlememek ve
rahat hareket edebilmek için giysi seçiminize de özen göstermelisiniz.
Artık hareketlere başlayabiliriz.
Önceki bölümler:
Sonraki bölüm:
Biraz terlesek iyi olur (4)
Kolayca ve herkesin anlayacağı bir dille yazılmış, güzel örneklerle pekiştirilmiş.
YanıtlaSilElinize sağlık Ömer ağabey.
"Adam sendecilik" size hiç bulaşmadı, ne güzel.
Devamını merak ediyorum.
YanıtlaSilSaygılar sunarım.
İsmail Oğuz Cinbiş
YanıtlaSilDeğerli kardeşim, elimden geldiğince "mum yakmaya" çalışıyorum. Desteğin için çok teşekkür ederim.
SilMotive oldum. Yeni haftayla yeni hareket planım başlıyor.
YanıtlaSil